Kullanılabilirlik Test Türleri
Kullanılabilirlik testleri süreç içi ve süreç sonu olarak sınıflandırılırlar.
Süreç içi (Formative) testler bir yazılım
geliştirme sürecinin ilk başından itibaren, tüm süreç boyunca, belirli
aralıklarla ve belirli ölçütlere göre gerçekleştirilir.
Süreç
sonu (Summative) testler ise, ürün tamamen oluşturulduktan sonra gerçek hayatta
uygulamaya sunulmadan önce yapılan testlerdir.
Süreç İçi Testler
Süreç içi(formative) testler, hedef ürünün sorunlarını en aza indirmek
için, projenin en başından itibaren hayata geçirilebilir. Bu testler projenin
ilerleyişine, kaynaklara ve imkânlara göre, mümkün olan en fazla sıklıkla
tekrarlanmalıdır. Ne kadar fazla test yapılırsa, sonuçta ortaya çıkacak
üründeki sorunlar da o kadar azaltılmış olacaktır. Bu testlerin sistem
geliştiriciler tarafından değil, kullanılabilirlik uzmanları ve/veya hedef
kitleden seçilmiş örnek bir grup ile yapılması önerilir. Test esnasında
kullanıcılara, o ürünün gerçek kullanımına ilişkin en kritik görevler
verilmelidir. Bu kapsamda gerçekleşen testlerin sonuçları analiz edilerek problemler ortadan kaldırılır.
Süreç Sonu Testler
Süreç sonu(summative testler ise, sonuç ürün ortaya
çıktıktan sonra yapılır. Bu testler ile ürünün geçerliliği sağlanır ve ardından
ürün genel kullanıma sunulur. Eğer süreç içi testler gerçekleştirilmez ya da
gereğinden az yapılırsa, geliştirme sürecinde fark edilmeyen tüm sorunlar doğal
olarak projenin sonuna kadar taşınır. Süreç sonu test sırasında ortaya çıkan
çok miktarda sorun nedeniyle, ürünün kullanıma girmesi ciddi şekilde gecikecek,
eğer ürün yeterince test edilmeden kullanıma girerse, ciddi miktarda kullanıcı
memnuniyetsizliği oluşacaktır. Bu nedenle, ürün tasarımında süreç içi ve süreç
sonu testlerin her ikisinin de kullanılması önerilmektedir.
Kullanılabilirlik
Test Yaklaşımları
Yukarıda belirtilen özelliklere uygun
arayüzlerin geliştirilmesi ve geliştirilmiş arayüzlerin testlerinin yapılması
amacıyla kullanılan yaklaşımlar, genellikle “kullanılabilirlik testleri –
usability tests” olarak adlandırılırlar. Kullanılabilirlik test yaklaşımlarını
dört ana başlık altında toplayabiliriz; tasarım rehberleri kullanımı,
sezgisellerin kullanımı (ya da uzman değerlendirmeleri), deneysel yaklaşım ve
bir bilişsel teori ya da model yaklaşımı.
Tasarım Rehberleri
Tasarım
rehberleri genellikle, bilişim sistemleri geliştiren büyük firmalar tarafından,
kendi ürünlerine ait tasarımlarda uygulanmak üzere hazırlanır (Apple Macintosh
Guidelines, IBM Guidelines, Java Programming Style Guidelines gibi). Bu
rehberlerin temel amacı, hazırlanan tasarımlarda tutarlılığı ve uyumluluğu
sağlamaktır. Ancak, tasarım rehberlerinin yorum ve uygulamayı sadece
tasarımcıya bırakması, kullanılabilirlik açısından sakıncalar
yaratabilmektedir, ayrıca genellenebilirlikleri kısıtlıdır. Arayüz tasarımı ve
testinde takip edilen ikinci ve çok yaygın diğer bir yaklaşım ise arayüzün
uzmanlarca değerlendirilmesidir.
Sezgiseller(Uzman Yaklaşımı)
Sezgiseller(Uzman Yaklaşımı)
Değişik uzman değerlendirmeleri arasında en
yaygını, iyi bir arayüz tasarımının sahip olması gereken özellikleri veren
sezgisellerin (Heuristics) kullanılmasıdır. Sezgiseller genelde platform (hem donanım ve hem de yazılım olarak) bağımsızdır ve kullanılabilirliği artırmaya
yöneliktir. Sezgisel rehberleri, arayüzlerin geliştirilmesi ve
değerlendirmesinde yararlı rol oynayabilmekle birlikte çok genel olmaları
nedeniyle yoruma açıktır. Ayrıca, analizi yapacak kişinin hem İBE alanında hem
de ilgili görev konusunda uzman olması gerekmektedir.
Deneysel Yaklaşım
Deneysel
yaklaşım, gerçek kullanıcıları, gerçek bir arayüzü kullanırken, gerçek görevler
ile tercihen gerçek uygulama ortamında test etmeyi ve toplanan verileri analiz
ederek tasarımı kullanılabilirlik açısından değerlendirmeyi amaçlar.
Kullanılabilirlik testleri, kullanılabilirlik kıstaslarının belirlenmesinin
ardından hedef kullanıcı kitlesine uygulanır ve sonuçlar, tasarımın yeniden
değerlendirilmesi için birer girdi olarak kullanılır. Kullanılabilirlik
testlerinden elde edilen deneysel veriler sayesinde, tasarımın daha
kullanılabilir bir hale getirilmesi sağlanır. Çok iyi planlanması ve
uygulanması gereken bu testler sonucunda elde edilen veriler, çok dikkatli bir
şekilde yorumlanmalıdır. Bu nedenle, bu çalışmaların maliyetleri diğer testlere
göre daha yüksektir.
Model Temelli Yaklaşım
Gerçekleştirme yöntemi ve uygulama alanı açısından Model
temelli kullanılabilirlik testleri, diğer üç yaklaşıma göre daha farklıdır. Bu
yaklaşımda, kullanıcıların bilişsel ve fiziksel davranışları modellenmeye
çalışılır. Ayrıca, kullanıcı davranışlarının bu modele uyup uymadığı ya da
modelin daha hızlı nasıl çalıştırılabileceği gibi konular değerlendirilir
(Olson & Olson, 1990).
İnsan Bilgisayar Etkileşimi Laboratuvarları
Kullanılabilirlik testleri en uygun biçimde İnsan Bilgisayar Etkileşimi araştırmaları için kurulmuş olan laboratuarlarda yapılabilir. İnsan Bilgisayar Etkileşimi Araştırma ve Uygulama Laboratuarları iki ayrı odadan oluşmaktadır. Kontrol ve Test odaları olarak adlandırılan bu iki oda ses bakımından yalıtılarak dışarıdan gelebilecek ve kullanıcının test sırasında dikkatini dağıtabilecek faktörler en aza indirgenmeye çalışılmıştır. Ayrıca kontrol odasında bulunan araştırmacının test odasında çalışmayı gerçekleştiren kullanıcıyı görebileceği, fakat kullanıcının araştırmacıyı ve kontrol odasını göremeyeceği şekilde tek taraflı ayna ile izole edilmiştir.
Şekilde test odası ve kontrol odasının şeması görülmektedir. Test odası, deney süresince tek başına olacağı ve yalnızca test edeceği arayüzü kullanacağı bilgisayarın bulunduğu, dışarıdan gelebilecek rahatsız edici faktörlerin ses izolasyonu ve tek taraflı ayna kullanımı ile en aza indirgenmiş bir oda olarak tasarlanmıştır. Kontrol odasında, ekran görüntüsü kullanılabilirlik çalışmalarında sıklıkla kullanılan Morae yazılımı tarafından kaydedilen araştırmacıların deney sırasında kullanımı için bir bilgisayar bulunmaktadır. Ayrıca göz izleme cihazından alınan ikinci bir fare, klavye, ekran çıkışıyla test odasında bulunan bilgisayarın kontrol odasında bulunan araştırmacı tarafından da kontrol edilebilmesi sağlanmaktadır. Bir diğer ekran ise test odasında görüntü alan iki adet kameranın, kullanıcının testi gerçekleştirdiği göz izleme cihazının ekranın ve araştırmacının kullandığı bilgisayarın ekranının görüntülenmesi için kullanılmaktadır. Bu dört ekranın beraber kaydedilmesi dört görüntünün de senkronize bir şekilde kaydedilmesi bakımından önem taşımaktadır.
Cihazlar ve Yazılımlar
İnsan bilgisayar etkileşimi alanında kullanılan cihaz ve yazılımlar:
Eye Tracking Uygulamaları
- Sürücünün göz hareketleri ve göz bebekleriyle, kurallara uyup uymadığının / sarhoş olup olmadığının incelenmesi (Toyota- ARGE)
- Sanal ortamlarda görsel algı analizi
- Web sayfalarında etkinlik analizi
- Reklam filmlerinde etkinlik analizi
- Engelliler için bilgisayar kullanımı
- Tamamen felçlilerde ( konuşma dahil) iletişim çözümleri
Eye tracking’ in kullanımından birkaç örnek;
The EyeCatcher ve The Little Prince EyeCatcher gözün ekranda en çok hangi noktalara odaklanıldığının, sayfanın en çok hangi bölgesine bakıldığının bilgisini verir. Buna göre çeşitli firmaların ürünlerini pazarlamada bir çok fayda sağlamaktadır. Örneğin; Lego Firması insanların özellikle de çocukların lego parçalarına nasıl baktığını inceleyip, daha dikkat çekici ürünler oluşturmak için veri topluyorlardı.
The Reading Assistant
Bu çalışmanın amacı okuma zorluğu çeken özellikle ilkokul öğrencilerine bu konuda yardımcı olabilecek bir sistem geliştirmekti. Okunması ve anlaşılması zor olan kelimeler, normalden daha uzun sabitlemelere neden olur. GWGazer Reading Assistant, göz hareketlerini takip eden ve kaydedebilen bir sistemle metni sese dönüştüren sistemin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Göz takipçisi kızıl ötesi ışınlar kullanarak gözün hareketlerini izliyor ve ekran üzerinde baktığı noktanın koordinatlarını hesaplıyordu. İlk başta kelime renkleniyor, daha sonra kelimede okunma zorluğu olduğu anlaşılıp seslendiriliyordu. Bu seslendirme işlemi, ses kütüphanesinden ilgili dosyanın alınıp çalıştırılması şeklinde yapılıyordu. Sistem yaşları 10 ila 14 arasında değişen sekiz çocuk üzerinde denenmiştir. Bu çocuklardan dördü, öğrenme zorluğu çektikleri için bu konuda yardım alan çocuklardan seçilmiştir. Yapılan deneyler sonucunda, okuma hızı, doğru okuma, sabitleme süresi gibi birçok kriter test edilmiş ve deneklerin gözle görülür bir ilerleme kaydettikleri saptanmıştır. Tablo 'da deneklerin metni ilk okumaları ve ikinci kez okumaları karşılaştırılıyor ve ölçülen değerler sunuluyor. Amerika'daki 50.000 okulda öğrenme zorluğu çeken tahminen 10 milyon çocuğa yardımcı olmayı hedefleyen bu sistem halen birçok okulda kullanılmaktadır.
Engellilere Yardımcı Olan Uygulamalar
"Locked-in" sendromu olarak da adlandırılan, göz dışında çevreyle iletişim kuracak organların çalışmaması gibi durumlarda kullanılabilecek en uygun sistemler göz takipçisi sistemleridir. Konuşamayan ve ellerini kullanamayan, ellerini kullanamadığı için yazı yazamayan engelliler gözlerini kullanarak, göz takipçisi sistemlerin bağlı olduğu bilgisayarlar aracılığıyla çevreleri ile iletişim kurabiliyorlar.
LC Technologies firmasının EyeGaze adlı göz takipçisi sistemleri üzerinde, John L. Sibert ve Mehmet Göktürk tarafından geliştirilen bir uygulama, sadece gözlerini kullanabilen engelli insanların göz hareketleri ile yazı yazmalarını ve yazdıklarının sistem tarafından seslendirilmesini sağlamıştır. EyeGaze sistemi, göz hareketlerinin takibi için, kornea ile gözbebeği etkileşimini (Pupil Center Corneal Reflection, PCCR) kullanır. Bu metodun altında yatan teori, kamera görüntüsünde, korneadan gözbebeğinin merkezine doğru oluşan vektörün, bakışın yönü ile doğrudan ilişkili olduğudur.
Yandaki resimde tekerlekli sandalyeye monte edilmiş bir eye gaze sistemi gösterilmiştir. Böylelikle bacakları felçli olan insanlar bu sistemi tekerlekli sandalyeleriyle yanlarında taşımış oluyor.
eye gaze cihazında kullanılan sanal bir klavye
Bu sistemde, kalibrasyonun ardından ekrana gelen klavye aracılığıyla kişi yazı yazabilir. Bu yazı yazma esnasında belirlenen sınır değeri aşan bir süre boyunca aynı harfe bakılırsa o harf seçilmiş/ yazılmış olur. Yazmak istediği ifadeyi bitiren kişi, gözünü, yine klavye üzerinde bulunan KONUŞ butonu üzerinde, sınır değeri aşacak bir süre boyunca tuttuğunda, yazılan metin seslendirilmektedir.
Head- Mouse: Ellerini kullanamayanlar için tasarlanmış bir programdır. Program bir web cam ile çalışıyor. Mouse, baş hareketleriyle kullanılıyor. Ancak kullanımı ‘ eye gaze’ e oranla çok daha zordur.












Hiç yorum yok:
Yorum Gönder